Çanakkale Şavaşları'nınn kazanılmasında canlarını ortaya koyan kahraman Mehmetçiklerimizin anısına yaptırılan Şehitler Abidesi, her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret ediliyor. Çanakkale ve Gelibolu Yarımadası’na gittiğinizde; Kurtuluş Savaşı sırasında şehit düşen Türk askerlerinin yazdıkları kahramanlık destanını ruhunuzda hissedeceğiniz bir ortamla karşılaşacaksınız. Bölgede Şehitler Anıtı dışında Türk Bahçesi, Yaralı Asker Anıtı, Meçhul Asker Kabri, Mustafa Kemal Çanakkale Anıtı ve Türk Şehitliği’ni de ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca savaş sırasında yaşananları ve o döneme ait eşyaların sergilendiği müzeleri de Çanakkale Şehitler Abidesi gezi listenize ekleyebilirsiniz.
Çanakkale muharebelerinde hayatını kaybeden 253 bin Türk evladının hatırası adına yapılan Çanakkale Şehitler Abidesi, Gelibolu Yarımadası’nda Çanakkale Boğazı’nın Motro Koyu önündeki Hisarlıktepe mevkiindedir. Dört ayak üzerine oturtulan anıt, 41,7 metre yüksekliğindedir. Ayaklarının her birin genişliği 7,5 metre, ayakları arasındaki mesafe ise 10 metredir. Abidenin dört ayağında sekiz adet rölfey vardır. Bu eserlerin denize bakan dört tanesi Boğaz Muharebelerini, diğer dört rölfey ise Kara Muharebelerini temsil eder.
Çanakkale muharebelerinde şehit düşen askerlerimizin 250 bin olduğu düşünülerek tasarlanan anıtın yapımında 250 bin mimari parça konulmuş ve bu parçalar bir sembol olarak değerlendirilmiştir. Hisarlıktepe üzerine konulan Şehitler Abidesi, Türk milletinin gücünün sağlam temellere dayandığını ve yıkılmaz olduğunu sembolize etmektedir.
Tavanında mozaik Türk bayrağı bulunan Şehitler Abidesi’nin şeref holünde, üzerinde M. Akif Ersoy’un “Çanakkale Şehitlerine” adlı şiirinde yer alan bir dörtlük bulunuyor. Feridun Kip, Doğan Erginbaş ve İsmail Kurt tarafından tasarlanan Anıta uzaktan bakıldığında ise “M” harfi şeklinde görülmektedir.
Çanakkale Şehitler Abidesi, aziz Türk milletinden toplanan bağışlarla inşa edilmiştir. 1952 yılında gerekli paranın toplanmasıyla başlayan inşa sürecinde Türk halkı, 2.386.251 liralık bağışta bulunmuş ve Çanakkale Şehitlerine olan vefasını bir nebzede olsun ödemek istemiştir. Abidenin yapılma kararını Şehitlikleri İmar Cemiyeti vermiş ve bu kararın ardından anıtın yapımına hemen geçilmiştir. 1954 yılında yaşanan bazı aksilikler nedeniyle abidenin yapımı dursa da 1958 yılında anıt inşaatı tekrar başlamıştır. Türk milletinin hem maddi hem de manevi yardımlarını esirgemediği Abide 1960 yılında tamamlanarak ziyaret açılmıştır.
Ülkemizin en anlamlı, en büyük ve en görkemli anıtları arasında başköşede yer alan Çanakkale Şehitler Anıtı’nı daha önce ziyaret etmediyseniz en kısa süre içinde mutlaka ziyaret etmelisiniz. Türkiye’nin en önemli kültürel gezi programlarında ilk sıralarda yer alan Çanakkale ve Gelibolu Yarımadası’nın her köşesinde gözlemleyeceğiniz tarihi atmosfer ve içiniz ürperten gerçekler karşısında hem hüzünlenecek hem de gururlanacaksınız.
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklal Marşı’mızdaki “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı” mısraları, bu vatan uğruna verilen amansız mücadelenin önemi için yazılmıştır. Dedelerimizin yapmış oldukları bu üstün kahramanlığı ve toprağımız için gösterdikleri fedakarlıkları asla unutmamalıyız!
Çanakkale gezi planınızı biraz daha genişletip, savaşın geçtiği alanları da ziyaret etmenizi öneriyoruz. Şehitler Anıtı’na gitmeden önce o dönemin şartlarını ve savaş esansında yaşananlar hakkında bilmeniz gereken önemli anekdotlar ise şunlardır.
Çanakkale Savaşı’nda destan yazan kahramanlarından ve simge isimlerinden biri olan Seyit Onbaşı, savaşın seyrini değiştiren Mehmetçik olarak tarihe geçmiştir. 1889 yılında Balıkesir’in Havran ilçesi Çamlık köyünde dünyaya gelen Seyit Onbaşı, 1909 yılında Osmanlı ordusuna katılmış ve I.Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte Çanakkale Cephesi’nde Rumeli Mecidiye Tabyası’nda görev almıştır. 275 kilogramlık (215 okka) top mermilerini sırtına alarak top kundağına yerleştiren kahraman asker, taşıdığı 3 top mermisiyle İngiliz zırhlı gemisi Ocean’ın büyük zarar görmesini sağlamıştır. Aldığı ağır hasar sonrası Nusret Mayın Gemisi’nin döktüğü mayınlara çarpan Ocean zırhlısı, batmış ve savaşın seyri o andan itibaren Türk askerlerinin lehine değişmiştir.
Çanakkale Zaferi’nden sonra bu mucizevi gücü gösteren Seyit Onbaşı’dan fotoğraf çekilmesi için aynı top mermilerinden birini kaldırması istenmiş ancak ne kadar zorlasa da bir türlü kaldıramamıştır. Bu durumdan sonra Seyit Onbaşı; “Yine savaş çıksa, yine kaldırırım” demiştir.
Osmanlı Padişahlarından Sultan Abdülaziz döneminde yaptırılan tabyanın asıl adı, Rumeli Aziziye Tabyasıdır. Çanakkale Savaşı sırasında kapalı ve korunaklı olduğu için bölgeye dağılan birliklerin merkezi konumunda olması nedeniyle askeri birliklere büyük kolaylıklar sunmuştur. Cuma günleri namazların burada kılınması nedeniyle de daha sonraları Namazgâh Tabyası olarak isimlendirilmiştir. Bulunduğu merkezi konumu nedeniyle savaş esnasında geri planda kalmış gibi görünen Tabya, aslında boğazın ana savunma birimlerinden biri olarak büyük bir önem arz eder.
Sponsorlu Bağlantılar
Çanakkale Zaferi’nin son günü olan 18 Mart 1915 tarihinde, 4 ağır topçu alayı bölgesinde 2 ağır topçu alayının merkezi olan Namazgah Tabyasında, ikisi uzun olmak üzer 16 adet top tabya da bulunmaktaydı. 1892 yılında yenilenerek 5 Mart 1915 tarihinde çetin muharebelere katılan tabya, en zorlu günlerde cephedeki birlikleri destekleyerek ve düşman gemilerine karşı atılan top atışlarıyla bu zaferin kazanılmasında önemli rol oynamıştır.
Gelibolu Yarımadası’nda küçük bir koy olan Anzak Koyu, Çanakkale Savaşı’nda Anzakların bu koya çıkarma yapmalarıyla ünlenmiştir. 600 metre uzunluğunda olan koy, kuzeyden Arıburnu tepeleriyle çevrilidir. Muharebe sırasında yapılan çıkarmadan sonra koyun plajı Anzaklar tarafında ana üs konumuna gelmiş ve bu bölgeden Türk birliklerine karşı savaşmışlardır.
Anzak ismini 1985 yılında alan koy, her yıl binlerce yerli ve yabancı turist tarafında büyük ilgi görüyor. Özellikle Avustralya ve Yeni Zelanda’dan gelen Anzak torunları burada yitirmiş oldukları dedelerini anmak için her yıl 25 Nisan günü bölgeyi ziyaret ediyor. Türk hükümeti tarafından 1985 yılında 25 Nisan’ı Anzak Günü olarak resmen kabul etmiş ve Anzak soyundan gelen turistlerin burada anma törenleri yapmaları resmileşmiştir.
Her yıl 25 Nisan günü çeşitli anma etkinlikleriyle kutlanan Anzak Günü, Avusturya ve Yeni Zelandalılar tarafından büyük ilgi görüyor. Çanakkale Kara ve Deniz Muharebelerinde kaybettikleri dedelerinin anısını yaşatmak ve onları anmak için toplanan binlerce Anzak torunu, sabah saat 04.30’da paçalarını sıvayarak denize giriyor ve karaya doğru yürüyerek savaş esnasında atalarının neler hissettiklerini anlamaya çalışıyor. Bu törenin bitmesinin ardından Lone Pine Anıtı’na doğru yürüyüş gerçekleştiriyor. Tabi Anzak torunları bu yürüyüşü gerçekleştirirken bizim Türk gençliği de boş durmuyor ve Atanın İzinde 57. Alay yürüyüşü adı altında bir anma merasimi düzenliyor.
Kurtuluş Savaşı’nda en yoğun cephelerden biri de hiç şüphesiz Conkbayırı’dır. Mustafa Kemal Atatürk’ün göğüs cebinde bulunan saat sayesinde kendine isabet eden kurşundan yara almadan kurtulduğu Conkbayırı, tanıklık ettiği tarihi yapısıyla görülmesi gereken duraklar arasındadır.
Şehir merkezinde yer alan Çanakkale Deniz Müzesi’nde 1915 yılında yaşanan deniz ve kara savaşları hakkında detaylı bilgi ve belgelerin yanı sıra o dönemde kullanılan birçok askeri eşya da sergileniyor. Müzede ayrıca Hediyelik eşya binası, Çanakkale Savaşları ihtisas kütüphanesi ve Nusret Mayın Gemisi ile ilgili çok sayıda resim ve fotoğrafta bulunuyor.
Çanakkale Savaşı’nın en unutulmaz kahramanları arasında 57. Alayı unutmak mümkün değil. Yarbay Hüseyin Avni Bey’in komutasındaki 57. Alay, en çetin muharebelerin yaşandığı bölgede canlarını seve seve veren yiğitlerin toplandığı birliktir. Onların bu kahramanlıklarını ve fedakarlıklarını asla unutmamız mümkün değil. İşte bu kahraman Mehmetçiklerimizin anısını yaşatmak için tasarlanan 57. Alay Şehitliği, açıldığı tarih 1992 yılından beri yoğun bir ziyaretçi akınına uğruyor.
Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar!
Burada dost bir vatanın toprağındasınız.
Huzur ve sükun içinde uyuyunuz.
Sizler MEHMETÇİKLERLE yanyana koyun koyunasınız.
Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen ANALAR!
Gözyaşlarınızı dindiriniz.
Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır.
Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır.
Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık
BİZİM EVLATLARIMIZ OLMUŞLARDIR
M.Kemal ATATÜRK – 1934
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver bu sessiz yığın
Bir vatan kalbinin attığı yerdir.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek, Anadolu’nda
İstiklal uğruna, namus yolunda,
Can veren Mehmet’in yattığı yerdir.
Bu tümsek, koparken büyük zelzele
Son vatan parçası geçerken ele
Mehmet’in düşmanı boğduğu sele
Mübarek kanını kattığı yerdir.
Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek amansız çetin
Bir harbin sonunda bütün milletin
Hürriyet zevkini tattığı yerdir
Necmettin Halil Onan
Resimler: E-Yaşam Rehberi özel kolleksiyonu